5 Aralık 2023 Salı

Çaktırma da Şunların Mavisine Çökelim

Hadi kalk, giyin yetişmemiz gereken yerler var,
Önce plastik zincirlerini mi giymek istersin? 
Yoksa makuslaştırılmış kaderini  mi?
Huzursuzluğun ve mutsuzluğun da yeni ütülendi,
Ama dur hava soğuk
Her gün seni ezen iş içliğini giy.
Bak şimdi aynaya ve gülümse.
Kombininin en önemli parçası bu işte,
Biz ekip çalışmasına yatkın, uyumlu,
Dost canlısı insanları severiz.
Sizden bunları alacağız üç kuruşumuzla
Ve gençliğinizi, hayat enerjinizi.
Üç kuruş vereceğiz ama bunu söylemiştim.
Bir de yılgınlık
Bir de hayatı kaçırma hissi 
Bir de çıkmazda olma hissi.
Faremizsiniz bizim.
Bizde kapan.
Sizi ve sizin gibileri kaptık.

Bak bir kadın var orada kuyruğunu kaptırmış,
Her gün zorla da olsa -kendi zoruyla yoksa biz o kadar da değiliz canım-
Gelip gülümsüyor,
Eritiyoruz onu,
Tüketiyoruz onu
Ve onun gibi hepinizi
Çünkü umurumuzda değilsiniz
Tek bir şey var
Yalnızca tek bir şey
Ona bayılıyoruz
Ona tapıyoruz
Şarkısı bile var
Tonlarca
Para para para!
Yokluğuyla yaralanmamak için
Sizi yaralıyoruz
Bizim zaferimiz bu 
Ve tabi ki her yol mübah
İşimiz gücümüz de şov tabi
Yoksa bu çark dönmez
Yoksa kuyruklar kıstıramayız kapana.
Ama bir kadın vardı,
Ne diyordum o kadın için
Çenesine dikkatle bak sımsıkı
Sabrı çoktan taşmış ama kendini tutuyor
Çünkü zorunda
İşte o zorundalıkları da biz yaptık.
Ağladı o bir ara biz görmedik
Kendini bırakmamaya çalışarak  
Haykırışa dönen çığlıklarıyla
Ağzının acıyla gerilmesi ve
Geniş bir hilale dönmesiyle
Bir acı heykeli gibi oldu
Çelikten olsa keserdi hepimizi.

Biz hepinizin mavisini çalıyoruz.
Her gün, her yerde.
Gündoğumu ve günbatımlarınızı,
Hep tedirgin ediyoruz sizi
Ve asla rahat vermeyeceğiz,
Çünkü rahatlarsanız bize mecbur olmadığınızı anlarsınız
Anlarsanız gidersiniz belki ve bilmenizi isterim,
Buna şirket politikalarımız gereği izin veremeyiz.
Çünkü dedim ya hayatınız gerek bize,
Aşklarınız sadece izin verdiğimiz zamanlarda
İş dışında yaşanabilir,
Çocuklarınızla da anca boş zamanlarınızda ilgilenebilirsiniz
Size biraz zaman yönetimi de öğreneceğiz
İyi koşun mecburiyetleriniz arasında 
Koşun ve yorulun ki kendinize vakit kalmasın
Bu arada ailenize, eşe dosta 
Vakit ayıramadım diye parçalayın kendinizi
Sonra bu çıkmazla işinizde hırs yapın,
Daha iyi bir ev için, araba ve yazlık?
Gerçi bu darboğazda, kandırmayın kendinizi,
O iş bizim.
Çocuklarınızı ihmalinizi pahalı hediyelerle telafi etmeye çalışın
Bunun için de maaşınıza, ikramiyelerinize ihtiyacınız var.
Böylece bizim için işler tıkırında.
Sonra da yıllar sonra hiçbir şey istediğiniz gibi olmadığında
Gerçek ilişkiler kuramamanın hesabını kendinize kesin.
Eminiz ki bizi suçlayamazsınız.
Çünkü bunu sözleşmenize yazmıştık.

Şimdi hatırla biz senden gençliğini,
Mavini, güneşlerini, anlamlı bağlarını alıyoruz,
Sen de üç kuruşunu, plastik zincirlerini,
Makus talihini ve berbat hissettirecek bir kapan alıyorsun.
Al gülüm ver gülüm.
Ne demek bu bayağılık, ne sanmıştın ki?
Şimdi iyice anlaman için özet geçelim
Seni alıyoruz ve bir posaya çeviriyoruz.
Şurayı imzalayabilirsin
Ve hayır bir kopyasını veremiyoruz sözleşmenin,
Sürdürülebilirliğe önem veriyoruz.
İnsan sürülerini sürmeye.

20 Kasım 2023 Pazartesi

İspanyol

biliyorduk
bu ne demek şimdi
unuttuk demek sevgilim
unuttuk.
dans etmeyi biliyorduk
dur dediler saçmalama
otur
ve istediğin gibi de oturma sakın
dikme bacaklarını
düzgün otur
sus ve ağlama
ne diyecektim?
neden süründüğümüzü soracaktım da
başka şansımız yokmuş o zamanlar
ama bak ne buldum
masmavi kocaman etekli yıldızlı bir elbise
hadi tut elimden dans edelim
kör sokakları es geçmeyelim
kalabalıkları da ve meydanları,
nişan taşlarını. 
başımız dönecek diye korkma
dengemizi beraber buluruz
dünya aynı anda döner ve durur bize
hareket ve hareketsizlik an'da
hayat bir dans sevgilim
kendini ver. 
hayata kendini ver.
kendinden verme.
eksilmedik, taş değildik aşınmadık

böyle bir günbatımı sıcak renkli
ama taşlar soğuk artık.
cam taşı arar mısın benimle yazın
kayboldu bulduklarım.
hak ettim
hak ettim.
ben dans edeceğim,
katıl bana.

18 Kasım 2023 Cumartesi

M*****

acı geçiyor, acı çekmiş olmak geçmiyor denmiş,
bilirim, zehirli tadı kalmıyor belki ama izi baki.
eee katkısız insan olmuyor.
yükümden kurtulalı iki sene olmuş
yükümle ilgili çalışıyorum
belimi çok bükmüştü.
dallı güllü parlak ambalajıyla salınmakta
ben bu oyunu bozarım diye değil de
o paketin içi boş demeye geldim.
sanmalar var ya sanrılardan beslenen
bizden ötürü oluyor onlar
sanmasak mesela
aaa öyle mi desek?
düşünsek?
uymasak, hemencecik inanmasak.
özü biliyorum, tanışmıştık
onlar özlü değiller.
kokusuz çiçekler, tatsız meyveler satıyorlar
özgürlük ve saygı satıyorlar
yani kardeşim hepimizin olanı 
bize.
şimdilik böyle
böyle olmak zorunda değil
-se bir şeyler yapmak gerek
var bana varlar bana
en içten dilekler en içten dileklerimle diye söylenmez

saygılarımla

2 Eylül 2023 Cumartesi

Müjde belki de o demek değildir

Sofraya kardeşliği koy
Hiçleşmeden.
Akşam namazı da rakı da aynı sofrada,
Dünyanın aziz sofrasında.
Yeşilay da dertten içilen sigaralar da aynı sofrada.
Tezat değil mi baktığın zaman?
Tezat da dünya içre.
Unutursam fısılda,
Unuttuysanız diye de ben fısıldayacağım, hiç endişelenmeyin,
Yalnız değiliz, hatırladıkça, sevdikçe, emek verdikçe, aradıkça
Ahmet Mithat Efendi'nin ruhu gelmeden devam edelim
Arınmak değil yeniden doğmak
Evet bu yüzden tam da bu yüzden çocuğun ölmesi gerekti
Kendimizi kendimize beğendirmeye çalışırken pek bir zorduk
Cici bir banyoya oldurulamayan fayanslar gibi kırıldık,
Kırıldıkça da uyandık mevzuya,
Sorunlar içimizdeki çocuğu bir de biz öldürünce çözülmeyecekmiş,
-ya da birbirimizin içindeki çocukları-
Bin yıllık öğretinin çöküşü, es yahut perde
-ya da ya da ya da bir dakika! bütün sırrı bozdun ya!-
Yeniden doğmak değil arınmak
Hayır hayır arınmak da değil
Yaşanan hiçbir şey olmamış sayılamaz
Saymıyorlar sayıcılar.
Kabullenmek ve kendine katmak
ve tekrar hayır, çocuğu sağaltmak gerekiyor
Ölmemek öldürmemek ve öldürtmemek
Yani kendinle aynı masaya oturabilmek
Çocukla beraber büyümek
Hatırlar mısın, biz işte bu çocuğu öldürmek zamanlarımızda
Etlerimizden bir kale yapmıştık da
Şimdi anca çıktık içinden.

Puantiyeli elbiselerin
Büyük puantiyeli
Minik puantiyeli
Siyah ya da kırmızı üzerine
Dik yakalı.
Nostaljinin eteklerini savura savura
Üzüm salkımında bir tane bu an.
Bir nişan taşı var mahalle arasında
Kendisi bile unutmuş artık
Neyin işareti olduğunu
Benimle rulete oturmayan o çocuk gibi
Zırhını hiç çıkarmıyor
Yine yanlış şövalye
Yanlışlığı şövalyeliğinden
Yanlış bütüne parça olmak hakkında,
Bir tırnak kadar koparılıp atılıp, ucuza satıldıklarında
Poşet gibi uçup uçup sürünmede
Sofraya oturmanın adabı var
Kepazelikle gelmeyeceksin
Hakka girmeyeceksin 
Elinde kan yüreğinde çirkefle
Çiğnenemez bu lokma
Haddiyle mukayyet olmayan 
Yıktığı gönlün enkazından elbet nasibini alacaktır.
Bununla birlikte
Akşam güneşinin çiçeklerini toplar gibi
Kendin için bir yerde olmak ve bunun huzuru,
Kendinle bölüşmek ve aslında çoğalmak
Bir salkım sümbülteber gibi morsa, beyazsa mis gibi akasya, menekşeler alabora olmadan yelkenler fora

Bu kurduğum bir şey olmakla beraber olduğundan farklı anlatacak değilim
Akışı daha güzel bir akışta vermek ya da daha güzel bir akış ne demekse
Neyse
Sonra gözyaşlarının kokusunu biliyorum senin
Hangi örümcek ağlarına takıldığını
Yavru sincaplar uyanmasın diye kendi uykularını feda ettiğini
Keki fırına attıktan sonra köşeye çöküp kısacık ama hüngür ağlayışını
ve sonra sikerler diye kalkışını.
Hepimiz kendi cehennemlerimize terk edilmiştik
Ve epey de hırpalanmıştık
Zebanilerimiz pek bir maharetliydi (aynadan bilenlerimiz var)
Değil mi ki, yerin yedi kat dibine mi girmedik, 
Acımız yedi kat göğü mü inletmedi?
İşte ben, sizi cehennemlerinizden çıkmaya davet ediyorum.

Yemek hazır,
Haydi sofraya.


Ki değilse bile bu anlamını yitirmez
Müjdeye kimse mani olamaz.


29 Temmuz 2023 Cumartesi

Hırpani Zamanlar

Tüm kötü zarlar yazılıyor hesabıma
Aldırma diyor Harun,
Gelecek iyi zarlara işarettir
Ama kapakların altında da 
Hep "tekrar deneyiniz"i buluyorum

Dikenli bir kadın sevmiştin sen
Dikene katlanmak nedir bilmeden
Dikensiz ve dümdüz bir yer bulmanın arzusuyla
Kırmızısına aldanıp
Soldurmaya azmetmiş tutkunla
Şeffaf okşayışlarınla
Bir şeyin çırası yanmaz
Beceriksiz ve acemi
Bu zaman için çok talihsiz.

Kendi yakamı bıraksam
Yağ gibi akıyor sesim
Gel de bırak,
Gel de bırak...

18 Temmuz 2023 Salı

temmuz dönencesi

sana mavi bir sır vereceğim,
bahçedeki çakılın üstünde bir ben
bir de ıhlamur çiçeği
dışarda, ıhlamursuz ve bahçesiz, dışarda
her yer cetvel
kumpas, mezura, kerrat cetveli?
kumpas insanın derununu da ölçer mi?

sana mavi bir sır vereceğim 
gecenin içinden 
kara bir kedinin yeşil gözleri içinden
masmavi bir sır vereceğim,
keçilerimle ilerliyoruz,
dallarımın arasında bir kuş yuvası
derlediğin çalı çırpıdan: aşiyan
çer çöpün derinliğinde kurulan
aşina,
içindeki sabrın cemili,
yapışın, bekleyişin
şimdi de pembe bir şarkı var kavalımda
cümlenin kaçırdığı keçilerin listesinde bir numara
benimkiler dahil.
Leyla beklemiyor
Leyla yanımda
endişelenmiyorum Leyla bunu okuyamaz diye
anlaşılmak sadece zahirle değil
Leyla beni anladığında gözleri boncuk boncuk
kara boncuk gözlerden âlâ kim anlar batının bâtınîsini
ustam şu kumpasla ölçülür mü bu derinlikler?
banisi olduğum bu şiirin nereden boy vereceği belli midir?

Leyla bana yeni kaleler getiriyor
sessiz, meraklı
cansız ve soğuk değil
fatihinin muhayyilesinden kerameti.

ayın 17'si geçmek bilmedi
mevsimlerce duygu geçti içinden
yine de bahar kaim
bahar da Leyla ile mukayyet
keçiler dağılmış
Leyla cam kenarında
neydi o mavi sır
martıların arasında
tek bir mahalle yok
bu sokağın evlerinin tavanı dökülür
üç aşağı beş yukarısında işlemelerinin arasından 
kristalleriyle bir şamdan avize uzanır
uzanır da öper mi yanaklarından
bölünmemiş bir ekmeğin ikamesi

Leyla hâlâ avuçlarıma sığıyor
o büyüdükçe sevgim de,
bir esinti geçiyor gecenin içinden 
iş makineleri vızır vızır
on dilde seni seviyorum yazmışım kağıtlara
on yıldan fazla geçmiş bunun üstünden
başka bir kağıt daha var yanında
çok korkmuş endişeyle dolmuşum
yola çıkmanın öteki yüzü,
yaşamak yola çıkmak
kendine saplanmak
kendini düşürene kadar takmak bıçağı
düşene kadar kendinle dönmek
acının içine içine bakmak
gözlerini kaçırmadan.
yerde kalmak
ve sonra kalkmak, sarmak
can suyunu vermek kendinin

mavi bir sır vereceğim sana
gece lambasının artık romantik olmayan halesinden
kuşlu bir pijamanın içindeyim bunu yazarken
beli lastikli.
ne varsa heybemde 
yakamda bir çiçek
iyi ki, iyi ki, iyi ki
Leyla uykuya dalacak beni bekliyor
Leyla kızım, canım.
sabırla bekliyor.
kalbini aç
hayat dolmayı bekliyor
kaygı fm'i kapat
az biraz ara ver meclise.
bir martının selamı var sana
rahmeti ve bereketi üzerine olsun.
keçilerle mi mukayyetiz?
bir de kıblesi şaşmış
riyaya bulanmış aşıklar var
sapmayı kullananların bahtı bet ve bedbaht olsun
sevginin bereketi, emek verenin, mücadele edenin ve sabredenin üzerine olsun
Leyla döndü
şimdi uyu
rüyanda sana mavi bir sır vereceğim

26 Haziran 2023 Pazartesi

Yol'lu Şiir

Tahtaya dikkatle bakıyoruz
Atlar, kaleler birbirine girmiş
Vezir pekâlâ teyakkuzda
Oyun çoktan bitmiş
Oyunlar zaten başladığı anda bitmiştir.
Kazanmaktan çokça mahrum kalınca
En tatlı şey ille de o kazanmak
Yokluğu da malum sancılar
Yancıları suçlamalar
İnsan neyle büyürse onunla
Stop (bu bir kendime telgraf -kuşsuz kuşkusuz-)
Böyle devam etmek zorunda değil
Sıkma dişlerini.
Unut onların öğrettiklerini
Kazanmak ve kaybetmekten ibaret değil yaşamak
Söyle
YAŞAM YAŞAMAKTAN İBARETTİR!
YAŞAM YAŞAMAKTAN İBARETTİR!
Aşk ile bir dahi
YAŞAM YAŞAMAKTAN İBARETTİR!
Cevabı ararsanız bulacaksınız da 
Ben bu konuda veresiyeci değilim
Siz hayatı değil,
Hayatı bok edenleri sevmiyorsunuz
-Can Yücel'e de sevgiyle, göte göt denecek-
İşte tam da burada tutunup devam edeceksin
Üstünden atlayarak, etrafından dolanarak
Kavga denk olmayınca verilemiyor.
Dışarda arayıp duruyoruz
Her neyse peşine düştüğümüz
İçinde bulup yerine yerleştirmedikçe 
Dışarıdan getirsinler olmaz, dolmaz
İnsan kendi hududuyla ve hudutsuzluğuyla mukayyet.
Ölçüp biçip şekillendirip yerleşecek o
Geldiği gibi hoppala oldu bitti olmuyor
Sakil.
İşle, uğraş
Yolculuk bu
Yanına üç şey alacaksan bunlardan biri
Kulağına takacağın kirazlar olsun
Korkularına ve takıntılarına söyle 
Bu yolculuk onlara göre değil.
Yolda bahar da olacak kış da
Çukur da olacak çiçek de.
İzle, sev, yaşa
Doğada kazanmak yoktu
Hiç olmadı
Kravatlı ve göbekli adamların ataları
Mavi kanlı adamlar buldu bu kazanmayı
Malumdur ki hiç mutlu olmadılar.
Gül açtığında kazanmaz, varolur
Tırtıl kozasından muhteşem bir kelebek olarak çıktığında 
Kazanmış olmaz, kendini ortaya koymuştur.
Bu şiirin sonu yok
Sen yola çık.

13 Haziran 2023 Salı

Şimdilik

Arkadaşım
Vazgeç dünyanın sanrılarından
Dilinde jilet çevirme artık
Shuriken fırlatmış değilim
Çağın ihtişamına yenik düşmüş değiliz
Bu yüzden mi bu olmazlar
Yolda birlikte yürümenin sadeliği
Ve bu ahengin nigahı 
Başladım yine failin mefailün
Şirazem kaymasın diye uğraştıkça
Anlıyorum ki ilga edilmek isteniyorum
Herkes bir gün ilga edilecektir
De ki: Meselenin etrafında dolanırken
Bir çukur kazmaktasın ve
Kaçınılmazdır düşülür.
Ve de çıkılır düşünce kalkmak
İnsanın yazgısıdır. 
Lanetimiz bitmiyor
Tut elimi bu barikatı aşacağız
Rüzgâr yüzümüze durursa arkadan dolaşırız
Hayır yenilmedik.
Kavgamız bitmedi
Daha güçlü kalkmak var bu yerden
O yüzden geride bırakmayacaksın kimseyi
Soyun korkularından ve giyin umudunu
Böylece gök daha mavi, ağaç daha yeşil
Göğsüm daha hür.
Ama saçlarımla martılar kavgalı

6 Haziran 2023 Salı

Paşa gönlüme

İçimde bir radyo var
Hüzünlü bir frekansta takılı kalmış
Çiçeklerim açmış
Bahar her zaman gelir
Yanında durur
Sıradaki şarkı kendime
Uçurtma uçuramamış çocukluğuma
Ağlamamaya çalışan
Boğazındaki düğümle
Göğsünü yatıştırmaya çalışan 
O küçük çocuğa
İyiyiz be çocuk
Tükenmedik
Her şeye rağmen değil
Her şeyle
Söz bir uçurtma yapacağım ve uçuracağım.
Kuşların şarkısıyla
Yeşilin bize verdiği yetkiye dayanarak
Gülümsüyoruz

Belki şöyle belki böyle 
Bu benim şiirim
Bu benim şiirim ve ben
Yolu gönlümce yürüyorum
Paşa gönlüme göre.
Bir şiir daha var buralarda
K diye başlıyor
Müteşabih idi.
Sırrına vakıf olmaksa niyet
O da kalbimeydi.
Artık her güzel şey 
Işığıma yüzüp yerleşsin
Bir köşeye.

Bir his var içimde
Bilmiyorum bazen oluyor böyle
Öyleyse eğer
Huzurluyum.

1 Haziran 2023 Perşembe

Değillikler

Gök yitik
Yer yitik gözünde
Seni nasıl... 

Bende bir boşluk
Maviyi gördüğünde mutlu olmamak,
Seninse göğün çoktan yıkılmış
Bilmiyorum bir gök yeniden nasıl kurulur?

İsterim ki paylaşalım baharları
Soframız bir olsun,
Senin gönlün viran
Ve de kırgınsın bahara
Müjde olmuyor sana artık bu çağrı
Ve ben bilmiyorum seni avutmayı.

Ben güneşe, toprağa tutunmuş bir çocuktum.
Bildiğim yetmiyor, yanılmaksa çok tehlikeli
Çok da yorgunum bıkmışlığından
Sıyrılmışlığından.


1 Nisan 2023 Cumartesi

Rüya

Ve o dev dalgalar yutmadı beni
Ne ilkinde ne de ikincisinde
Yanıma yaklaşmadılar da.
Eve dönmek için çabaladım
Yol değişmiş ve karmaşıklaşmıştı
Ama sonunda eve vardım.
Evim mutluydu.
Eve varabilmek mutluluktu.

4 Mart 2023 Cumartesi

Kurucu'ya

"hem biz o zamanlar neydik, kimdik ki?"

bir hikayeyi anlatmak için baştan başlamak gerekir
ben bu hikayeyi olduğum yerden
istediğim şekilde anlatacağım
kaidelerinizle başkalarını da bağlamayın
ama ben kendimle mukayyetim.

bazı günler güneş sadece dünyaya değil de
içime, tüm kuytularıma ve hatta yaralarıma doğuyor,
bazı günler her şey pırıl pırıl
bir yokuşu çıkıp, biraz düz devam edip
ağaçlara kavuşuyorum.
mavi çiçeklerimi arıyor ve buluyorum, harika.
ballıbabalara kavuşuyorum.
baharı kutluyor ve takdir ediyorum.
ben böyle günlerde 'oralara' gidebiliyorum.
ufak bir kaygısızlık alanım var.
ve fakat bir sürü insan topraktan mahrum
unutmuş ya da engellenmiş
ve gitmemek zorunda
sırtında dağları olan bir sürü insanın
o gün hangi dağı taşıyacağı muamması.

herkes hak etmiştir kırlarda kaygısız koşmayı.
kırlara koşamamanın
kırları koruyamamanın
kırları bilemeyişin kaygısı.

çağ, çağ dedikleri
ve her dönem elbette saydıkları
şimdi de eteklerimizdekileri döksek, dağ olacakları
varoluşa soralım.
su muhakkak olmalı faydalıdır,
orman keza öyle
sevgili dünyamızda varluklar birbiri için
denge için varlar.
öyleyse aşk ile bir dahi soralım
varluğun kime ne faydası var? (bkz: ağlama demenin ne faydası var?)

bana sevinç veren günler,
içimi acıyla dolduran günler,
donduğum ve bir şey hissetmediğim günler.
gelmiş geçmiş milyonlarca insanın yaşadığı
her seferinde belki bir tık farklı ama aslında aynı şeyler
sürekli sürekli sürekli
koskocaman evrenin içinde hem küçücük şeyler 
hem kısacık anlar.

burası çok mutlu olunabilecek bir yerdi
tüm şartlar elveriyordu buna
kötülük problemi değildi engel.
bir çiçeğin en iyi formda açabilmesi için
toprak, ısı, su yeterli kalitede olmalı.
dünya için böyle olmadı,
biri olsa öteki bulunmadı.
bazen birileri hepsini aldı 
diğerlerine hiç kalmadı
bazen çok çabalayıp açtırdık çiçeği
bahçemizi çiğnediler.

bir odaya girip sevdiğimiz insanlarla
odayı kahkahalarımızla doldurabiliriz,
yine de sonrasında içinin bodrum katına inmez mi insan,
gecenin sonunda?
böyle olmak zorunda değil, 
insan daima tutunacak bir şey bulur
bulmalıdır da.
bazı araflar cennet ve cehennem arasında değil
umut, neşe, mutluluk ve bıkkınlık, acı, üzüntü arasında oluyor
iki tarafa da bakıyorum
ve soruyorum
her kim tarafından var edildiyse evren,
bunun neye faydası var?
o küçük dediğim şeylerin 
kısa dediğim zamanların
bazıları öyle derin acılar ki, neşter.
ruhu buharlaşır insanın.
ve aklını yitirecek kadar mutlu olmak da var tabi
tüm bu karmaşa neden var edildi?

sebebini bilmediğimiz bir oluşun içinde
yaşadığımız onca şey,
kulun kula kulluğu,
kendinden vazgeçmeler,
ne yapacağını bilemeyişler,
her şeye rağmen direnişler,
ve umut 
daima
her baharda
her güneşli günde
imdada yetişen her yağmurda
umut.
bu meçhul alemin içinde
pusulamız ya da...

düştüğün yerden kalkıp
elinden geleni yapmaya karar verdiğinde
yaradan kurtulmayı değil
yarayla yaşamayı öğreniyorsun
bu da bir şeydir elbet
ama yarasız yaşamak?
imkansız değildi belki.
ve bazı yaralar keyif almayı da öğretir.
ama donmuş çocuklar var
kimi enkaz altlarında
kimi yurtlarda
kimi kahrolası evlerde
ben sevilmek, sevmek istemiyorum,
hiçbir duyguyu hissetmek istemiyorum." diyen.
bu yarayı saracak kimsesi yok.
bir gün gücü sarmaya yeter diye umut etmek var sadece.
yine umuda açıldı kapı.

kurucu bize asla hesap vermeyecek
yine de sormama engel de olmuyor
çünkü sesim boşlukta kendisine ulaşmıyor
bir şey var ama hiçbir şey olmuyor.
tepemize aşık olduğum bir gökyüzü,
altımıza mükemmel bir toprak serip
içimize nasıl baş edeceğimizi bilmediğimiz
duygular koydun
biz de birbirimizin başına çoraplar ördük.
ha, bazen kol kola da yürüdük.
ama şimdi toprağı öldürdük
yıldızlar da sahte ışıkların içinde boğuldu.
yeniden kol kola girmeyi başaramazsak
daha çok donacağız,
ama başarsak bile bu ne anlama gelecek?
sayın kurucu
yırtığın tekisin.

9 Şubat 2023 Perşembe

bilinir bilinmez yaşar ne yaşar ne yaşamaz gibi

ne olurdu 
ne olurdu acaba
merak ediyorum
dişlerimizi ve yumruklarımızı sıkıp susmasaydık?
bağırmamıza gerek yok
üstlerine yürüseydik korkmadan
candan evlası yok ama
cana en çok onur yakışmaz mıydı?

kaygısız gülüşlerimiz olmadı bizim
diken üstünde oturma lisansımız var.
bıçaklanacak mutluluklarımız.
ilaçlar çocukların ulaşamayacağı yere konur.
hayatlarımızın hiç edilmesine elbette öfkeliyiz
elbette.
hayatlarımızı layık gördüğümüz yere koyalım?