27 Haziran 2017 Salı

mayası araftan olanın?

yollarda imgeler paçama yapıştı. düz bir cümle kurdurmadılar beynimi kemirirken. kanımda birikip, büyüyüp, damarlarımdan taşmak istedi. sahil, yıldızlar, dostluk ve aşkları; onların. ve bir kafanın içindeki tüm saldırgan soruların kısa bir süre susması. ama iğdiş etmesi başka bir elin. iğdiş

itina ile kanat
geriye baktıkça görebileceğim kadar
derine işlesin
ince ince
şefkatle bakabilmem için geçmişe.
efkardan uzak
kaldırım taşına oturduğun bir akşam
mesafe kalmamışken hiç
çehren belki soluk
kıyısındasın belki bir ayrımın
neticede sen bir yolcusun
ne zaman ulaşacağını bilmeden
nasıl diye sormadan
noktasız, hesapsız sadece onu arayarak
kurtulamadan o ellerini kıran tutkudan
bilmek için delice çabaladığın tek şey için
yalnız yürürken hücum eden, ama canını acıtmadan.
seni hiziplere bölüp yine sana düşüren.

belki de huzur uzakta değil. babamın secdeye veren alnındaki o teslimiyet.. bir farkımız da yok ki! ben her şeye mukavemet ettim sadece. ama Tanrı'ya değil. "o her zaman ve her yerde var." bana bakıyor, görüyor, izliyor. sevincimi, neşemi ve hüznümü. kendimi mayalayışımı ve baltalayışımı.
yakarışımı.

bunlar kayda geçerken bu çalıyordu.