14 Kasım 2021 Pazar

Örselenmiş Eskimiş Çaresiz Bir Öfkenin Çıkışı














Yok pahasına satılmış bir çocukluğun
Tortuları, tortuların üzerine çekilen sıvayı
Pürüz cumhuriyeti üzerine atılan boyayı
Yine de hep birlikte neşeyle okunan trajikomik hayatlarımızın marşlarını
Beceriksizce yontulmuş vücudumuzun çığlığa ihtiyacıyla.

Koparılan ham meyvaların
Toprağa değmeyen çocukları
Siyahında yeşille mavinin debelendiği
Mavi ve yeşiline karabasanları çizmeye kıyamadığım resmin
Olmadığından değil bir kez olsun huzur bulsun diye
Yok, yok, yok 
Kasvet davetsiz ve arsız misafir.

Sakat sevinçler, çolak neşeler
Sarsak üzüntüler, ergen öfkeler
Aniden elimizde tuz buz olan bardak gibi
Avucumuzda kalan sapıyla öyle şaşkın
Elimizde patlayan hayata 
Kaç bahar temizliği gerekir?
Hem nasıl nasıl nasıl nasıl nasıl?!

Hangi çiviyi bulup da sökelim ötekini
Hem hangi birini?
Nasıl güdelim deveyi?
Burada otlağı nerede bulabilirim ki?

Bilmiyorum tanrı çocukluk buhranını aşabilecek mi?

13 Kasım 2021 Cumartesi

Ve ağır ağır bir boşluğun içine
Akar gibi, erir gibi
Gözlerinin ardında koca bir boşluk
Dolmuyor çürüyünceye kadar.