26 Kasım 2022 Cumartesi

Kendim Ülkesi

Düş bahçesinin hangi köşesindeydik?
Neşe çiçeği solmaya başlamıştı
Ve oraya giden otobüs kaçmıştı.
Tezahürünü hatırlıyorum,
Bir ışık bahçesi akmıştı eşikten,
Ağır, kalabalık.
Maddesi asla ziyan etmezdi ziyayı.
Sonra ışıksız gecelerin peşine düştüm.
Işıksız ve sıcak.
Yıldızları yeniden tastamam görebilmeyi.
Onları bulmayı hayal ettiğim yerde
Bir toz yağmuru vardı,
Silinmekten grileşmiş bir sayfanın üzerindeki silgi tozları gibi
Ya da durgunluğu, bıkkınlığı bizimkine eşdeğer 
Bir filmin kapanış yazılarının akması gibi.
Demek istediğim şu, bu sarmal merdivenleri tırmanırken:
Ellerimde ufalanıp kaldı gece
Ve bunu kimin yüzüne savuracağımı bilmiyorum.
Tereddütsüz sarılmaların ülkesi
Buradayım.
Geleceğim ve portakal fidanları dikeceğim bahçene.
Cemreler düştükten biraz sonra çiçeğe duracaklar
Baharın mayası çoktan tutmuş olacak.
Ve ılık esintilerle şarkılar söyleyeceğiz.
Kendimi yurt tuttum bilesin,
Ama demimi burada alabilirim.

23 Ekim 2022 Pazar

Dişlerimi sıkmayı da bıraksam keşke

Suya şekil vermeye çalışıyorum
Bunu bilinçsiz ya da zorla da yapmıyorum üstelik
Kelimelerle eskisi gibi değiliz artık.
O yakıcı arzu gıcıklamıyor artık içimi.
Sakince izliyorum.

11 Eylül 2022 Pazar

26. Güz

ve kırmaktaydım
taş avunmaktaydı
oldurmaya yakındım
biri elindeki çekici 
sırtıma indirinceye kadar
artık avunma sırası bendeydi.

3 Eylül 2022 Cumartesi

böyle buyuruyorum

bataklıktan uzanıyor arsız eli
ne yapacağını bilmeyen 
çaresizlikten de değil
salt cahillikten.
siyah beyaz çürük hayallerin satmıyor artık
hüzünlü bir tasvirin öznesi olmak 
özümün arzusu değildir.
arsızlıkla suçlamakta 
buraların en hızlı silah çekenisiniz.
melamet hırkasını nasıl giydimse 
öyle soyundum
silahınız hâlâ elinizde
saçımızı taramaktan da şerbetliyiz.
bir şeye şahitlik eden parmaklarınızın kardeşleri
karalayan çürük dilin son bağı
elbette istiyorum koparıp boğazına tıkmayı.
şimdi görülen ve işitilen benim şiddetim
şiddetim yoktan var olacak güce haiz değildir.
yüklerinizi başkalarınıza yüklemenizden herkes quasimodo
çuvaldızla iğnenin yerini şaşırmak da değil sizinki
kendinize pamuklar bize şiş.
bana da deva ilham oldu
dil şiş.

9 Temmuz 2022 Cumartesi

b büyüyor

bazen koştum bazen süründüm
bazen kımıldayamadım
"kendimin ucunda öylece kalakaldım"
kızdım
kendime kızdım
hayat bu yaşanır
yolda yürüyeceksin işte
bak komşunun kızına
ve sonra bir rüzgar beni gezdirdi
olanı biteni gördüm
kendimle mukayyet olmayı öğreniyorum
yolun çukurları var bazen etrafından dolanır
bazen düşebiliriz
düştüğümüzde öğrenir kalkarız
hayat bu yaşanır
yarasız bir hayat belki başka bir evrende
yarayla mukayyet değiliz.
kumru gördüm sabah, 
sokak lambasının üzerinde
gece elektrikler kesilmişti.
yağmur sokakları yıkadı.
mümkün efendim mümkün
başka bir dünya mümkün
sokak kedileri,
kuzenimin balığı,
tüm çocuklar şahit olsun ki
başka bir dünya mümkün.

26 Haziran 2022 Pazar

7 Haziran 2022 Salı

Avara damarı

hangi küçeye su serpem?
bir gölge bulsam
kaygılarımı diri diri gömmek istiyorum
kendi cahiliyemle mukayyetim.
bir.
düğümlerini çözdüm gölgelerin
gölge konseyinin ortasındayım
ışık kolayca giriyor odaya
cevizin yeşili ferahlatıyor her şeyi.

el ilah
ey ilah
deyip diz çökmüştüm
için erimişti biliyorum
senin eridiğin yerde ben bin kez kül oldum
vitrinde avare duran ahşap kitap kabı 
tabutuydu da 
tabuta kızacak değilim
gıyabında kavgalardan bıktım
hazirandan kaçmanın ne gereği vardı
sonra fark ettim ki kaçıs değilmiş bu
elma ağacının üzerinde gördüm o kumruyu
yalnız sanıyordum değilmiş.
bizim gibi.
dünya avarelik yeri mi bilemem ama avanelik yeri değildir.
göğümüzden sürgün ettik çirkefinizi.
mavi şerbetidir ruhumuzun.

8 Nisan 2022 Cuma

Baharla Mukayyet

Günden güne yitip gitti kelimeler
Vuslatsız kalan diğer şeyler gibi.
İçimdeki insanlara yetecek ışığı 
Papatyalardan, mavi çiçeklerden topladım.
Vazgeçmedim.
Vazgeçer sandınız ama vazgeçmedim.
Çünkü biliyorum,
Bahar hep gelir,
Arılar polenleri toplar,
Güneş vazgeçmez hiç.
Yorgunum evet.
Ama ağaç gölgelerinin kucağındaki şefkat
Sıvazlıyor sırtımı
Kargalar sesleniyor, gülümsüyorum
Mimoza çiçekleri gür bir neşe açtırıyor içimde
Sonra yukarıya doğru seyirtiyorum
Kozalakları dizdiğim taşın yanına gidiyorum,
Çamlara sesleniş, bahara, sincaplara.
Çiçekler biter tazecik yapraklar başlar.
Ilık rüzgarlar yıkadı kalbimi.
Korudan çıktığım an kaos başlayacak biliyorum.
O yüzden ezberledim ballı babaların yerini
Papatyaları ve karahindibaları
Ve canım mavi çiçekleri. 
Bir sarmaşık olsun istiyorum içimi neşeyle saran
Dingin.
Kendimin eşiğinde, kendimle ve duman çiçekleriyle.


13 Mart 2022 Pazar

Bir şeyler

Kimdi benim cancağızım
Dilimin ucundan dudağıma gelip de
Oracıkta kırılıverdi kelime
Eski bir rüzgar esti yıkık bahçelere
Örselenmiş plastik poşetler gibi çaresiz
Çuvaldızı iş makinasına işlemez devedikeninin
Adaptasyon geliştiremeden yok oluyoruz.
Gölgeler ve çarpık hayaller yaşıyor bazen
Ekseriyetle de mecburiyetler bir ömür tutuyor.
Rıhtımda bir kıvılcım bile yok
Gemiler bize bekleneni getirmiyor.

6 Mart 2022 Pazar

Belki bir parça

Yüzümde anlamı karşılığını yitirmiş bir ifadeyle sokağa girdim.
İşte oradaydı penceren
Sardunyalardan tanıdım, seversin sen
Ağaçlarını kaybeden şehrin saksı çiçekleriyle avunanı
Bilirsin sardunyaların düşündeki meşe gölgesi hayalini. 
Yitik bir arzuyu
Kanında yeni bir kavgayı tetikler bu.
Kulelerin yaklaştığını görürsün.
Koruyu kollayacak surlar yok
Çam kozalağı komitesi kendini korumaktan aciz.

10 Şubat 2022 Perşembe

Hayata aşk

Boynu bükük mumun, fitili alevi taşıdığından.
Bizim bu içimizden umut taşar,
Sokak lambaları bizden yana.
Kavgamız hiçbir zaman hayatla olmadı
Cengimiz hayatımıza gölge düşürenledir.


13 Ocak 2022 Perşembe

Sinik Sokağı Sakinleri

Sular karardı.
Kaç İsa gerekir dünyayı kurtarmaya?
Çatlak seslerin uğultusu
Kubbeye saklanan testilerle büyüyor büyüyor
Evinde özünden hiçbir şey yok
Sokak mesafeli
Ocak için bile fazla soğuk
Öyle ki tekinsiz öznesi ben oluyorum
Kilimler serip çay içseydik
Bu nefretin kılıcı sonsuz keskin
Ellerin de düşüyor tabi şair diyor ben değil
Kendine Küçük diyen şanlı İskender
Fetihler yapamadın diye mi?
Fethin ederinin olmadığı zamanda.
Bizim payımıza sinmek mi düştü
Kapıları dost olmayan bir sokağa açılan basık evlerde
Jilet yoğurunca ellerinin kesilmesi tesadüfmüş gibi
Çuvaldıza teli geçiriyorum -zorba
Etimi yeni keskilere hazırlıyorum
Bitmeyen bir kaşıntı
Çağdansa
Dikenler kusuyorum
Öksürüklerim menekşene kandan peçeler yapıyor
Ya kavga etmeyi bıraksaydık?
Maazallah güzel olabilirdi 
Geri alınamayacak şeylerden biri bu
Biri İstanbul.