14 Aralık 2019 Cumartesi

kırların çağrısı

yıldızları içmek istiyorum kana kana
bir kadeh daha doldursana.
kaldırma beni topraktan, köklerim
suyu yoklamakta.
bebek nefesinin mayıs soluğunu duy kırlarda
bulutlara yetişmeye çalışan kelebek
muhakkak hatırlatacak sana yolu
sen bilmiyorsun koştuğumu benim
yine de sonunda buraya kavuşmayı diliyorsun
elinde dilek kupası
bırak onu sevgilim
nehirden öyle su içilmez
al gençliğini balıklarımın arasına koy
güvenli bir ateş yak
ve bekle beni
ince bir duvarın üzerinde yürüyorum
sakar tanrıçanın adımları toprağın şarkısını söylüyor
elmaları kuşlara ada
rengimizin büyük kaynağına.
siyahtan yeşile geliyorum
serin rüzgarlarını bana sakla.
ışığın zarif pırıltısı gözlerinin haresinde cıvıldıyor
içimiz bahar beşiği.
şarkı yükseliyor.

9 Kasım 2019 Cumartesi

tanrıçanın ağıdı

bilekleri ağrıyor
elinde işini henüz bitirdiği balyoz
eteklerinin ucunda, kırdığı tüm putlarının ortasında
tapınanı olmayan kırgın bir tanrıça olarak oturuyor
tanrı, şimdi sen de balyozunu eline al ve onu toz et
tozları her bir yana uçuşsun rüzgarınla.

6 Kasım 2019 Çarşamba

içinde damla damla birikiyor
kargalar doğru zamanı bekliyor
o daracık omuzlarına kuzgunlar sığmıyor
üç karga, ikisi omuzların için
diğeri kalbini temizleyecek
ve artık senin içinde gülen başka biri
sen diye sevdikleri o.
omuzlarından beline akmayan her şey gibi
yabancı bir ormanda.
dallarım da köklerim de birdir
öyleyse zıtlık nasıl bütünleşir?

24 Ekim 2019 Perşembe

"baktım yeri toparlıyor ayak izleri"

Şiirlerden şiir yazıyorum
Kanım hayat veriyor
Davet etmemiz gerek
Al balyozunu düş peşime
Bizim bu savaş duvarlarımız
Sulhun yoluna taş koyuyor
Ve bir örtü bul bir yerden
Kelimelerimize kış geliyor.
Heybemizde unuttuklarımız
Hasret kaldıklarını bekliyor.
Bir köprü sayıklaması içinde
Suların sırrını
Su perilerini
Eski zamanları
Sesimin yitirdiği şarkıları
Kucaklayıp ısıtmamız lazım.

12 Ekim 2019 Cumartesi

Yakamızın içinde sırlarımız
Yalnız gezen kumrular gibi
Biz bu arafın eşiğini geçemedik.

14 Ağustos 2019 Çarşamba

kabul

denizin bize fısıldadığını sanırdık
oysa ki bir kabukta kendimizi duyardık.

denizlerden korkan bir çocuğun
aslında denizden değil de biraz...

yayın kemana değdiği her an
tasavvur ediyordu etinin aşkını.

alnı onun çenesinde ferah bir tebessümle
dans edeceklerdi zamanın içinde.

haçı devrilmiş bir kilisenin altında
kurduğu hayal dünyanın kucağına uygun değildi.

6 Ağustos 2019 Salı

ah zamanın acıtan yerine çarptım
hareli morluklarım var
uyuşmaya başlıyor akşam.

baharı içimde taze tutmak istiyorum
bu çok zor evde.
kırık parçalardan çıkıp yeni bir yer
arayan yolcular gibi
korkumuz neydi ki?
herkes aslında kendinde şey.

10 Haziran 2019 Pazartesi

ay'a ve beyaz'a

zehri de aşkı da bilenim,
yenilmiş bir gecenin içinde
pervasız gözyaşlarınla
kıyametlerin içinde savruldun.
beyaz yüzüne ayın gölgesi düştü
gülüşün çekildi
nedendir, nedendir?
cehdin çilesinin ortağı olman nedendir?

6 Mayıs 2019 Pazartesi

sen kimin yüzünü görüyorsun
bıçağın sırtında?
yeryüzünün düşmüş şeytanı
göğe itiliyor.
melekler kadar yılgın
parmak uçları birbirine anca değiyor.

23 Nisan 2019 Salı

gövdemin tam ortasından
çarmıha mıhlanmışım
kaldırımın ortasında
yaşam mücadelesi veren ağaçlar gibi
küçücük bir toprak açıklığıyla
bıçak kalbi teğet geçtiğinden
hâlâ nefes alabiliyorum.
bıçak zamanla eriyecek
güç her şeye üstün gelir mi?
yitik zamanların içinde koşan
bir kadının etekleri savruluyor
saçları git gide dağılıyor
bir başkası ellerini göğe uzatıyor
yapayalnız parmak uçları
papatya kokmuyor.
çiçeklerle yapraklar bir araya geldi
nisan sonu tatlı bir telaşta
değil.

insan
yitik, biçimsiz
sınırsızlığın laneti
hayal kırıklığı.

16 Mart 2019 Cumartesi

fidanların dalları yeşil sürgünlerle dolu
çarın kadehini yeni doldurdular
göğe sarılmayacak mısın
yapma!
ben seni umudumun en makbul
yerlerine gizledim.
sen de zeytinin kıymetini bilmeyenler
gibi çiğneyecek değilsin toprağı.
hasretini zapt etmeyi bilmişsin
başaklarla dolu bir tarlada
gökle kucaklaşmanı izliyorum.
öpüp başına koyuyorsun dökülen yaprakları.
bahara kadar dalda duran solmuş yaprakları.
diri öfkenle çiğnemeyi zulüm görüyorsun
dağlar çetin gelmiyor, karanlık yıldırmıyor.
sen zapt etmeyi eksik öğrenmişsin.
hasreti hapsedip, öfkeni yanında taşıyorsun
tanrılara bir kurban mı yoksa?
kendini ne kadar arındırabilirsin hissinden?
birden beliriveren bir heykel gibi.,
gitmek için sadece tek bir şeye ihtiyacım var.

4 Mart 2019 Pazartesi

k
bu tören senin için
hepimiz senin için yakarıyoruz tanrıya.
yıldızları suda görüyorum
ardından göğe çeviriyorum başımı
rüzgar küçük kızın sesini taşıyor bize.
kuşlar uyudu şimdi
sabaha kadar cıvıltılarını duyamayacağız.
topraktaki izi sormuştun.
yıldırımlarımı gömdüm.
sızılarım iyileşsin istedim.
bak sevgilim yaklaşan bulutlara
onlar bize şifayı getiriyorlar.
uzat elini, elin de şifadır
yüzüme bahardır.
biz belki aydan ırağız?
ay geceyle yükselecek
gecedeyiz, huzurunla geliyorsun.