13 Temmuz 2015 Pazartesi

kelimelerin ihtilali diğerlerine nazaran daha kanlı. o hücum esnasında gırtlağımda dönüp duran jiletler gibiler. ve bazı insanların da içinin kan ağlaması bu yüzden sanırım. bir son perde gibi tesellisi olmayan ağrılar. bir çocuğun elinden şekerini aldıysan o şekeri ona geri verene kadar susmayacaktır. çocuklar... çocukların son perdesi, çocukların ağrısı. koca kadınlara, koca kadınlara teselli veriliyor da, ya da kendimizi ikna ediyoruz bir şekilde. ama çocuklar? çok ölüyorlar allahım. öleyazıyorlar çıldırıyorum. ben o ağrıları nasıl teselli edebilirim? ne diyebilirim sana? hangi kelime, hangi cümle hayallerinden vazgeçirebilir seni? hayatın son perdesi ölüm. ya da tanrı sahneyi tümüyle ele alma taraftarı mıdır? peki bir anne nasıl ele alır bu durumu, alabilir mi ya da takati kalmış mıdır acısını dindirememekten bitap düşmüşken çocuğunun? giriftken basit. sebebini soramıyorsun. didem abla'dan öğrendiğim, bir ah'dan başka bir şey diyemeyecek oluşum. ama koyversem sabaha kadar ah diye ağlayacağımı bilseydi böyle der miydi didem abla? perde kapanacak olursa yırtmaya yeltenmeyecek miyiz o perdeleri? bu ne bir sitem ne de isyan tanrı'm yalvarıyorum ne beni ne annesini çıldırtma.