16 Ağustos 2018 Perşembe

yansıma

1

sormak yeterliliğinden aciz
anlamakla yetinmenin
kesilen boğazın içinde bulunamayan
sadece meraktan, içini görmek için, kan.

boşluğuna koymak istediğin taşı
kâh sen düşüre, kâh ellerinden kaçmasıyla
un ufak oluşu
tozlar boşluğunu dolduramaz,
rüzgar önünden esiyor

oturduğun masa bahçesiz
örtünün etekleri kıpırdamıyor
örtünün hakkını alamıyoruz
bir göğü yok

2

bir otobüsün gidişinde
sol ayağına verdiğin ağırlığını yumuşatan bir tebessüm
her şeyin kararsızlığında
gelene kadar bir tebessüm bırakmak zihnine
fark etti mi?

karşılığında anlaşılma istemi
telaşla yürüyenler arasındaki tedirginliğin
ufak sarsıntılı titreyişleri
silinmeye başlayan güzel tat.

sonu istediğin gibi bitmeyen kelimeler
vurgulamak arzusunu diri tutuyorsun
kurallara uymamaktan korkuyorsun
cesaretin seni bu küçük anlarda mı bırakıyor sadece?

3

sen kaybettiklerini ya da hiç olduramadıklarını
onların içinden alabileceğini düşündün
sanrındı, burada kelime oyunu yapıp küçük düşmeyelim

sürerlilik içerisinde içinden çıkmalı
şimdi ihtiyacın olan
biz senin kısır döngülerinden boşanman için
omuzlarını birbirine bitiştiren acından
toparlayamadıklarının  arasında yitmemen için
serin yerlerde muhafaza etmeliyiz.

fasılalarla, aynı yer değil bu sefer
fakat çok uzak değil
hepimizin tamlayanı belli
tamlayamadıklarımızdan mevcut bir yarımlık.

4

içindeki bölünmüşlük.
yarının seni beklemesi bir durakta
oyalanan ayakların
kendine sağır duvar dibi.
kandırman zor
gösterdiğin gibi olamamanın kahkahasıyla
siyahlaşan çukurların.

sisler dinse
uzağında olmadığın eşiğin dışında
tırmanan ve arada, derinde
kıpırdayan titrek bir böcek gibi.
kamburunun yükünden çözülmek şartıyla.

eksik, çok yakın
ha gayret!
uyanman gerek
kendinde değilsin
nerede sanılıyorsan orada değilsin,
gidebileceğin her yerin haricinde oluyorsun
kayıklar için yapılması gereken bir şey vardır,
suyu bilirsin.

5

bir sezonun bitişi
olacakla öleceğin kol kola
çırpınan miniği avuç içlerinde koruman
ateşle empati.
kutsalın muhafızlığına sadakat gerekir
şatafatlı kavramlara tapınmanın boşluğunun
fark edildiği anda buz kesen damarlar
çözülmek gereğinin düğümlü yutkunmaları.

nereye gitmek istediğin
nerede kalmak istemediğin
oraya kim olarak gittiğin
aslında kim olmak istediğin
kim olduğunu sandığın
ve tüm bunları aklına sokan Süm'e 1 dakikalık sevgi duruşu
ve canım abime.

aklından uçup gidenleri katamadığın için
asıl olana ulaşılamıyor
tam anlatıldığında anlaşılmayacağı gibi.

hüzünlü değil,
boş bazen, bir gözümü daldırıp, kaydıran boşluğa
sabit bir karmaşa,
pusuda sarmaşıklaşmayı bekleyen.

her an yeniden olmakta olanı sabit tutmaya uğraşırken
ıskalanan, yanıltan ve havanda su dövmenin
çünkü ömür bir şekilde geçmeli biriciğim
buruk ve imalı, ben demiştim diyen gülümsememizin ardından,
yalnız ve karanlık bir odada kendimizle uyuyacağız.

12 Ağustos 2018 Pazar

patates maskesi

kamburum, sen benim...
içe çökmediğine şükürler göğsümün
dikliğimi içten yitirten
sırtımızda kırılan sopalar
göğsümüzde kırılan sopalar
kollarımızda kırılan sopalar
bacaklarımızda kırılan sopalar
utancıydık biz dünyanın.
bedenlerimiz, çok sevdiğimiz bedenlerimiz,
dünyanın utancıydı.
ben kendimden utanmadığımı sanıyordum
yürüyüşüm çalınmış.
birçok şey gibi.

bedenlerimiz
çok darda
sopalar değil sadece
sevgisiz, dokunmasını istemediğimiz
izler
izlere reddiye
gerçeğe reddiye
ağlama krizilerimize reddiye
çaresizliğimize reddiye
sökülen umutlarımı tekrar dikiyorum
kendimi yamıyorum
kendimi yamadığımda çirkin gözükmüyorum
kendimi yamadığım sanıldığında
kendimi yamadığımı sandığımda nakşediyormuşum
dik durduğumu sandığımda yanıldığım
güçlülük oyunu oynarken yanıldığım
zayıflıklarımla dikleştiğim ve
güçlendiğim.

öfke
çaresizlik ve söylenemeyenler
biz hep kafalarımızda konuşuyoruz
öylece çözmeye çalışıyoruz
anlatıyoruz, diyoruz ki baba,
diyoruz ki anne,
diyoruz ki abi!
hep kafamızda.
babalarımıza söyleyemiyoruz
söylememize gerek kalmasın istiyoruz.
hiç istemezdik
kafamızda kavga edip
kafamızda çözüp
ama gerçekte
etimizi koparandır.

sopalar, sinir krizleri, parçalanan
çiğnenen etim.
ben isa değilim
zaten isa ekmek için bu benim etimdir demişti
ama siz, benim etimi, neden ekmek bellediniz?

bu kör ifade çabası
şiire hakaret bu çaba
buna rağmen kusmak için yazma
çaresizlikten.

11 Ağustos 2018 Cumartesi

Kaybolmadı
Hâlâ orada.

Geleceğin sisli çocukları
Doğmamış acılı yavrularım.

Zaman aramızda ince bir duvardır
Siz hangi talihsiz, siz hangi istenmeyen
Siz!