4 Şubat 2021 Perşembe

Ey Mahalleli!

sabah 6.00
müezzin mihraba henüz ulaşmadı
sokakta mecburlar var.

neresinden girilir bu mevzulara
arzularınızı gıcıklayacak süslemelerle mi devam edilmeli 
köşeyi döndükten sonra
kıyametüstü günlerde bunun ne önemi var?

adetlerimize göre önce ölür sonra gömülürüz.
çürümek sonraki iştir.
ama yürüyemiyorum bile bazen bu kokudan
bazılarımız ölmeyi bekleyemedik
yine iyimser kaldım.

denge istedim.
huzur ve güven.
kendimi yırttım bunları sağlamak için
bozuluyor
ben tanrıça değilim
sadece günbatımlarını takdir edebilirim.

kelimeler çıplak
sona yaklaştıkça süsler de zarafetini yitiriyor
plastikten bir gol daha yedik
biz kendi elimizle verdik maçı
tıkandık tıkandı baba.

kelimeleri ikna edemiyorum
ve evet istemiyorum ikna etmeyi
çok bile diyorum bazen
size çok bile.
öfkemi bırakmaya başladım
işe yaramayan silahımı bırakmak
savunmasız yapıyor mu beni?

göğüslerimizde sevgilinin saçları olacağı yaşlarda
arsız dünyanızın zincirleri var
kalbim ezilmesin diye başımı dik tutuyorum.
boğulmamak için de dimdik durur insan.

kelimeler diyordum
süssüz olabilir, sivri olabilir.
ama cahil olmamalı.
kelime polisi değilim
günün son güneşi sıvaları yıkık duvarı da
duvarın dibindeki asi otları da neşeli ışığıyla ılıtıyorsa
kelimeler de sivrilikleriyle, sadeliğiyle ya da şatafatıyla olsa
ama cahil olmasa
çürüdük
insanı ne çürütür bilmiyor musun çürük?
susma köklerimiz değiyor bizim
susma ayna

ikimiz birden sevinemedik.
ben vapur istasyonlarında bekledim 
sen o gün bakkala bile inmedin.
korkuların bana geçemez
kelimeler
kuklacınız değilim oynatmıyorum
karanlık da değilim
ışığı taşıyorum
ama paylaşamıyorum
saçlarım mı yanıyor bilmiyorum
sadece tarıyordum
mahalle yanarken tarandığım için mi?
benim şiirlerim sana bıçak çekmez korkma
çalınan umutlarımıza yama yapıyoruz yeni günleri
ama git gide hızlanıyor dünya
belli ki sisifos artık yukarı taşımayacak yükünü
dağılmasın diye tutmaya koyulacak.
mahalle bahsini kapatamadım
mahalleye ateşi komşularım taşıdı
uyardım dinlemediler. 
zaten hiç dinlemezler.
elmasından atom bombasına kadar 
yapılmaması gereken her şeyi yapmadılar mı?
sizin günahınız beni de yaktı
tanımadığım kardeşlerimi de
siz yanmadınız bir şekilde
eviniz yandı
belki siz de yandınız
ama çürüdüğünüz için anlamadınız.

mimozaların dördü beşi gitti
ev hırsı bitmedi
mezar çalıp ev yapmışlar biliyor musun?
ölülerin yerini çalmışlar.
kazayla bir mimoza yaşıyor
varlığına sevinsem mi bilemiyorum
içim buruluyor
alexandrit'i selamlıyorum her gün
büktüğümüz beliyle göğe uzanmakta. 
ağaçlar sayemizde en çok dua eden varlıklar.
yaşamak için.
görevi yaşatmak olana da pranga
alayına pranga
neden açıkta bir karış bile toprak bırakmıyorlar karga?
biz bir kerbeladayız ağacımıza bile su vermiyorlar.
biliyorum her nefis ölümü tadacaktır
ben de bir nefis sahibiyim
incilerden da arı duru bir ömür istemedim
huzur istedim
onun da mezarını sattınız.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder